Orta Afrika Cumhuriyeti genç bir nüfusa sahiptir, nüfusun küçük bir bölümü 65 yaş ve üzerindedir. Ülkenin tropikal yağmur ormanlarının ve kuru çöllerin bulunduğu bölgelerde neredeyse hiçbir nüfus yaşamamaktadır. Nüfusun büyük bir bölümü sulak alanların, nehirlerin kıyılarında yaşamlarını devam ettirmektedirler. Ülkede Baya, Banda, Sara ve Yakoma’nın teşkil ettiği seksenden fazla etnik grup yaşamakta ve kendi yerel dilini konuşmaktadır; bunların en büyükleri Baya-Mandjia ve en küçükleri M’Baka topluluklarıdır. Orta Afrika Cumhuriyeti iki resmî dile sahiptir. Bağımsızlığın ilan edildiği 1960 yılından bu yana resmî dil olan Fransızcanın haricinde 1991 yılında Sango'da ülkenin resmî dili olarak belirlenmiştir. Ülkenin 1969 yılından bu yana Bangui'de Bangui Üniversitesi bulunmakta olup, 2008 yılında bu üniversiteye ek olarak uluslararası Euclid Üniversitesi ilave edilmiştir. Ülkede var olan sağlık hizmetleri yaşanan sıtma, cüzzam, AIDS, uyku hastalığı ve diğer hastalıkların üstesinden gelme konusunda yeterlilik arz edememektedir.
Ülkenin bilinen ilk yerlileri, Lobaye bölgesindeki ormanlarda varlıklarını hâlâ sürdüren Babinga ve Pigme topluluklarıdır. Ülkenin kuzey kısmı XI. yüzyılda Kânim, XVI. yüzyıldan itibaren onun yerini alan Bornu sultanlıklarının hâkimiyeti altına girdi. Banda kabilesi mensupları ülkenin kuzeybatısına, Manca kabileleri Ubangi nehrinin kuzeyine yerleşti. Bu dönemde Hevsâ ve Fûlânî topluluklarından da oraya gelenler oldu. Mısır hidivinin Sudan’ın Bahrülgazâl bölgesi valisi Zübeyr Paşa’nın 1876’da Kahire’ye çağrılmasından sonra onun kumandanlarından Râbih b. Fazlullah, emrindeki birliklerle Afrika’nın içlerine yönelerek hâkimiyeti altına aldı. 1885 yılına kadar Orta Afrika’nın doğu bölgesinin yarıdan fazlasını eline geçirip Çad gölünün güney kıyısındaki Dikeo’yu başşehir edindi.
1890’da Vedây Sultanlığı’na bağlı Dâr Kûtî’yi ele geçirdi. Râbih ile Vedây sultanı arasındaki mücadelenin devam ettiği yıllarda, Avrupa devletleri bölgeyi sömürgeleştirmeye başladı. Orta Afrika toprakları 1885’te Ubangi (Oubangui) nehri sınır olmak üzere Fransa ile Belçika arasında paylaşıldı. Fransa, kendisine düşen Ubangi-Şari (Oubangui Chari) adını verdiği bölgede 1889’da ileride Orta Afrika’nın başşehri olacak Bangui’nin bulunduğu yere ilk sömürge binalarını inşa ettirdi. 1891-1895 yılları arasında Ubangi nehrinin kuzeyindeki küçük şehir devletlerini himayesi altına aldı.
Fransa 29 Aralık 1903’te Ubangi-Şari sömürgesini kurduğunu ilân ederek Fort-de-Possel’i yönetim merkezi yaptı. 11 Aralık 1906’da idare merkezini Bangui’ye nakletti. 1910’da Ubangi-Şari, Gabon, Kongo ve Çad’ı, Fransız Kongosu sömürgesine katarak Fransız Ekvator Afrikası (Afrique Ekvatoriale Française) adıyla tek bir idare altında topladı.
Orta Afrika’nın bağımsızlık mücadelesi, milliyetçi halk lideri Barthélémy Boganda tarafından başlatıldı. 1946 Fransız Ulusal Meclisi seçimlerinde Ubangi-Şari delegesi olarak seçilen Boganda, siyasî faaliyetini 28 Eylül 1949’da Siyah Afrika Sosyal Gelişim Hareketi (MESAN) isimli örgütünü kurarak başlattı. 1956’da Bangui belediye başkanlığına seçilen Boganda, Fransız Ekvator Afrikası’nın en etkili yerli devlet adamlarından biri oldu ve 1957’de bölgedeki sömürgeleri temsilen kurulan meclise başkan seçildi.
Fransız Ekvatoral Afrikası haritası
13 Ağustos 1960’ta bağımsızlığına kavuşan Orta Afrika Cumhuriyeti aynı yıl içinde Birleşmiş Milletler’e üye kabul edildi. Ülkenin ilk devlet başkanı olarak da 1959 yılında bir uçak kazasında hayatını kaybeden Boganda yerine David Dacko görevi üstlenmiştir. 1964’te yeniden cumhurbaşkanı seçilen David Dacko 1 Ocak 1966’da akrabası Albay Jean Bedel Bokassa tarafından bir darbeyle devrildi. 1976’da Libya ziyaretinin ardından ülkesinde otuz bir üyeli Orta Afrika İhtilâl Meclisi’ni kurdu. Anayasayı yürürlükten kaldırıp meclisi dağıttıktan sonra 4 Aralık 1977’de kendisini imparator ilân eden Bokassa ülkesinin adını da imparatorluk olarak değiştirdi.
21 Eylül 1979’da Bokassa’nın Libya’da bulunduğu bir sırada Fransa’nın yardımıyla kansız bir darbeyle iktidara el koyan David Dacko, Mart 1981’de altı yıllık süreyle tekrar devlet başkanı seçildi. Ancak 1 Eylül 1981’de yeni bir darbe oldu ve General André Kolingba yönetimi ele geçirdi. 1986’da yapılan halk oylaması ile yeni anayasa kabul edildi ve ülkede tek partiye dayalı bir rejim kuruldu. Kolingba’nın görev süresi altı yıl daha uzatıldı. Uluslararası baskılara dayanamayan Kolingba 1992’de çok partili sisteme geçmek zorunda kaldı. 1993’te yapılan devlet başkanlığı seçimini eski başbakan Patassé kazandı. 1996’da başlayan ekonomik krizin uzun sürmesi üzerine 1998’de ülkeye Birleşmiş Milletler gücü gönderildi. 15 Mart 2003’te bu defa General François Bozizé askerî bir darbeyle idareye el koydu. 2004’te yapılan referandumla yeni anayasa kabul edildi. 2005’te yapılan seçimleri de Bozizé kazandı. Nisan 2010 tarihinde gerçekleştirilmesi gereken genel seçimleri, ülkedeki iç karışıklığı sebep olarak göstererek parlamento kararı ile iptal etmiş ve Haziran 2010 tarihinde görev süresinin dolmasına rağmen devlet başkanlığı makamını bırakmamıştır.
Barthélémy Boganda
Séléka olarak adlandıran milislerin Aralık 2012’de Hükümet güçlerine karşı yoğunlaştırdıkları silahlı saldırılarla tırmanan kriz, Ocak 2013’te imzalanan Librevil Anlaşmasına rağmen devam etmiş, Séléka milisleri 21 Mart 2013 tarihinde başkent Bangui’ye ilerlemiş, bunun üzerine Cumhurbaşkanı Bozizé ülkeyi terk etmiş ve Séléka lideri Michel Djotodia askeri darbe ile 24 Mart 2013 tarihinde kendini Devlet Başkanı ilan etmiştir.
Darbenin ardından ülkede güvenlik yıl boyunca tesis edilememiştir. Bunun üzerine Fransız “Sangaris” birlikleri ve Afrika Birliği (AfB) gücü MISCA (African-led International Support Mission), BMGK’nın 5 Aralık 2013 tarihli ve 2127 sayılı kararına dayanarak OAC’ye müdahale etmiştir. Fransız “Sangaris” birliklerinin müdahale sürecinde, Séléka milislerini silahsızlandırmakla işe koyulması sonrasında, başta anti-Balaka olmak üzere intikam duygusu ile hareket eden Hıristiyan silahlı gruplarca Müslüman nüfusa yönelik tedhiş eylemlerinde bulunulmuş ve din temelli kutuplaşma derinleşmiştir.
İzleyen dönemde, Djotodia (2014 Ocak ayında) görevinden istifa etmiş, Catherine Samba-Panza Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. Ülkede gerçekleştirilen seçimler sonucunda Cumhurbaşkanı seçilen Faustin Archange Touadéra 30 Mart 2016 tarihinde görevine başlamıştır. 2 Nisan 2016 tarihinde Mathieu Simplice Sarandji, Cumhurbaşkanı Touadera tarafından Başbakan olarak atanmıştır.
Cumhurbaşkanı Touadéra ve hükümet önceliği ülkede güvenlik ve istikrarın sağlanması olarak açıklamışlardır. Bu çerçevede, hükümet MINUSCA’nın desteğiyle başlatılan “silahsızlandırma, terhis, topluma kazandırma, geri dönüş” (STTG) sürecine ağırlık vermektedir.
Sant’Egidio Katolik Cemiyeti’nin girişimiyle 15-19 Haziran 2017 tarihleri arasında Roma’da, BM ve AB yetkililerinin de hazır bulunduğu, OAC Hükümeti ile OAC’de faaliyet gösteren 14 silahlı grubun temsilcileri arasında barış görüşmeleri sonucunda taraflar arasında Sant’Egidio Anlaşması imzalanmıştır. Anlaşmada, ateşkesin acilen sağlanması, silahlı grupların OAC’nin yasal güvenlik güçlerine katılması, sivil hayata dönmek isteyen militanlara izin verilmesi, insani yardım kuruluşlarının faaliyetlerine kolaylık sağlanması ve OAC’nin toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi kararlaştırılmıştır.
Ancak anlaşmanın imzalanmasının hemen ardından ateşkese uyulmayarak Bria şehrinde çatışmaların yaşanması, ilkesel olarak uzlaşılamaması ve Anlaşma maddelerinin, daha önceki Brazavil Anlaşması’nda da görüldüğü üzere çatışmaları durdurmakta yetersiz kaldığının ve BMGK’nın 2127/2149 sayılı kararları uyarınca başlatılan STTG sürecinin sahada uygulanmasının zorluklara maruz kaldığının göstergesi olmuştur.
Bununla birlikte, Hükümet ve ülkedeki 14 silahlı grubun katılmasıyla 6 Şubat 2019 tarihinde imzalanan Bangui Barış Anlaşması bir dönüm noktası olmuştur. 3 Mart 2019 tarihinde yeni bir Hükümet kurulmuş, Hükümette STTG süreci için bir Bakanlığa da yer verilmiştir.
Mevcut askeri durum